TİKA’dan yapılan yazılı açıklamaya nazaran, 19. yüzyıl ortalarında inşa edilen ve 1980’de kültürel miras statüsüne alınan Johannesburg’taki Hamidiye Mescidi, Jamiatul Ulama’nın talebi üzerine TİKA tarafından yenilendi.
Proje kapsamında, Türkiye ile Güney Afrika Müslüman toplumu ortasındaki tarihi ve kültürel bağların güçlendirilmesi hedefleniyor.
Ana tavanı Fetih ve Fatiha Sureleri’yle, bayanlar mahfili ise klâsik Türk motifleriyle süslenen caminin girişine de Sultan 2. Abdulhamid’in tuğrası yerleştirildi.
Açılış merasimine Güney Afrika Toplumsal Kalkınma Bakan Yardımcısı Ganief Hendricks, Türkiye’nin Pretorya Büyükelçisi Ayşegül Kandaş, TİKA Pretorya Koordinatörü Abdulkadir Abukan, Jamiatul Ulama Genel Sekreteri ve Hamidiye Mescidi İmamı Ebrahim Bham, Müslüman milletvekilleri, diplomatlar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
Törende konuşan Büyükelçi Kandaş, Güney Afrika Müslüman toplumu ile işbirliğinin ehemmiyetini belirterek, TİKA’nın Güney Afrika’daki projelerine dikkati çekti.
Güney Afrika Toplumsal Kalkınma Bakan Yardımcısı Hendricks de caminin tezyinat projesi için TİKA’ya teşekkür ederek, ailesinin cami ile olan tarihi bağlarına değindi.
Hendricks, büyük dedesinin caminin kurucu üyelerinden biri olduğunu ve Trablusgarb Savaşı sırasında bu cami önünde bir toplantı ile Osmanlı Devleti için para topladığını anlattı.
TİKA Pretorya Koordinatörü Abukan ise TİKA’nın Güney Afrika’daki ortak mirası müdafaa ve mevcut bağları kuvvetlendirme çalışmalarını sürdüreceğini vurguladı.
Jamiatul Ulama Genel Sekreteri ve Hamidiye Mescidi İmamı Bham da Osmanlı Konsolosu Mehmed Remzi Bey’e cami cemaatinin sunduğu tebrik ve beğenilen geldin mektubundan bahsederek kuruluşundan bu yana caminin Türk ve Güney Afrikalı Müslümanların ortak mirası olduğunu belirtti.
Açılışta sınır sanatkarı Refik Çarıkçı, konuklara projeyi tanıtarak, onlarla birlikte çizgi sanatı çalışmaları yaptı.
Cami, Mahatma Gandhi’nin 1908’deki pasaport yakma aksiyonu ile sivil itaatsizlik hareketini başlattığı yer olarak tarihi bir kıymet taşıyor.
Proje, Türkiye ile Güney Afrika Müslüman toplumu ortasındaki bağları güçlendirerek, ortak kültürel mirasın korunması ve diplomatik münasebetlerin ilerletilmesi açısından kıymetli adım olarak bedellendiriliyor.