ANKARA (İGFA) – Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapacağı konuşmada dünyaya ve milletlerarası topluma “vicdanları acıtan meselelerle ilgili” davette bulunacağını duyurdu.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’de yaptığı konuşmasından satırbaşlarını paylaştı.
Bugüne kadar uluslararası platformlarda yapmış olduğu tüm konuşmalarda "Daha Adil Bir Dünya" için hakikati dile getiren,
•Yarının dünyasını bugün inşa etmekte olduğumuz bilinciyle, evlatlarımıza müreffeh bir dünya bırakabilmek için çabalayan,
•Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü… pic.twitter.com/N236OJZMGD
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) September 24, 2024
Altın paylaşımda şu tabirlere yer verdi:
“Bugüne kadar memleketler arası platformlarda yapmış olduğu tüm konuşmalarda “Daha Adil Bir Dünya” için hakikati lisana getiren,
•Yarının dünyasını bugün inşa etmekte olduğumuz şuuruyla, evlatlarımıza müreffeh bir dünya bırakabilmek için çabalayan,
•Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada, hiç kimsenin günahsız olmadığını ve olamayacağını milletlerarası toplumun vicdanına hatırlatan,
•Barışın Anahtarı olmak için global problemlerde elini taşın altına koymaktan çekinmeyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bugün bir sefer daha Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda dünyaya ve milletlerarası topluma, vicdanımızı acıtan meselelerle ilgili davetlerde bulunacak.
Biz de bir kere daha “Daha Adil Bir Dünya Mümkündür” ve “Dünya 5’ten Büyüktür” çağrılarımızdan hareketle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tabirleriyle;
▪ Birleşmiş Milletler’i kapsayıcı vasfına yakışan, daha adil bir dünya sistemi için tahliller üretebilen, tüm insanlık ismine ortak iradenin bedene getirildiği bir teşkilat olarak tekrar yapılandırılması gerekliliğini,
▪ Memleketler arası toplumun, Birleşmiş Milletler prensipleriyle çelişir biçimde, ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışılan Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermesi ve bir an evvel Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanıması gerekliliğini,
▪ Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın sürmesinin, tüm tarafların hak ve hukukuna hürmet gösterilmesine bağlı olduğunu,
▪ Filistin halkına yönelik zulüm sürdükçe, Orta Doğu’nun kalıcı barış ve istikrara kavuşmasının mümkün olmadığını; bunun için işgal, ilhak ve yasa dışı yerleşim siyasetlerine kesinlikle ve derhal son verilmesi gerekliliğini,
▪ Kudüs’ün 1947 tarihli Birleşmiş Milletler kararına dayanan memleketler arası statüsüne, Harem-i Şerif’in mahremiyetine ve Filistin halkının haklarına yönelik ihlallere karşı durmayı sürdüreceğimizi,
▪Afrika’yla yüzyıllara dayanan esaslı bağlarımızdan aldığımız güçle, bugün de Kıta’yla ve Afrika Birliği’yle dayanışma içinde olmayı sürdüreceğimizi,
▪ Artık herkesin kabul ettiği üzere Karabağ’ın, Azerbaycan toprağı olduğu gerçeğini
▪ Terörizm belasıyla çabayı, terör örgütleri ortasında ayrımı reddeden, samimi ve aktif bir memleketler arası iş birliğiyle kazanabileceğimiz gerçeğini bir kere daha vurguluyoruz.”