Bilim kurgu ve fantastik sinema, sinemamızda görünmez bir tıp olageldi. Cinli sinemalar her hafta vizyona girerken bilim kurgu ve fantastik sinemalarımız yok denecek kadar az. Örneğin geçen sene memleketler arası bilim kurgu şenliklerinden ödüllerle dönen, Serpil Altın imzalı “Bir Vakitler Gelecek: 2121” fakat bu sene vizyon yüzü görebildi. Hâl bu türlü iken bir şenlik hayalleri gerçeğe dönüştürmeye çalışıyor. Sinema sanatının bilim kurgu ve fantastik çeşitlerinde yeni ufuklar açmayı hedefleyen Üniversal Bilim Kurgu ve Fantastik Sinema Şenliği; genç yetenekleri keşfetmek, yenilikçi sinema tekniklerinin tanıtımını yapmak ve bilim kurgu/fantastik sinema çeşitlerindeki yapıtların dünya çapında tanınmasını sağlamak gayesiyle üçüncü sefer düzenleniyor.
Fantastik öykülerin bilim ve sanatla bir ortaya geldiği şenlik, 30 Eylül- 4 Ekim ortasında İstanbul’da gerçekleşecek. Türkiye’de alanında birinci olma özelliğini taşıyan şenlik, Ulusal Senaryo Yarışması’yla da en yaratıcı öyküleri, beyaz perdenin sınırsız imkânlarıyla buluşturacak.
Geleceği tasarlamak
‘Geleceği tasarlamanın yolu olarak sinema ve edebiyat, teknolojik gelişmelerden bağımsız düşünülemez’ sözleri ile şenliğin sinema dünyasındaki kıymetinin altını çizen Şenlik İdari Yöneticisi Filiz Dağ, şenliğin değerini anlattı. Dağ “US3F ile bilim kurgu da fantastik sinema çeşidi de birinci kez ekranların ötesine, bize ulaşıyor. Bilim ve sanatın buluştuğu, son teknolojinin bilim kurgu sinemalarından çıkıp deneyimlenebildiği bir şenliği hayal olmaktan çıkarıp tam üç yıldır gerçeğe dönüştürüyoruz. İnsansı robotlar, VR, AR alanları, uçuş simülasyonları, elektrikli araç tecrübeleri, üç boyutlu yazıcılar, haptik araçlar yanında dijital sanatlar, canlı müzik konserleri, opera sanatkarlarından aryalar, hologramlar, NFT, dijital oyun dizaynları, söyleşiler ve daha kacı sinema gösterimleriyle buluşuyor. Üçüncü yılımızda 30. yılımızı hayal edip tasarlıyoruz. Afişimizi bu sene Transhümanizm temasını birinci kere kullanarak, ülkemize kazandırdık” sözlerini kullandı.
Coğrafyamızdaki kaynaklara dikkat çeken Dağ, kelamlarını şöyle sürdürüyor: “Anadolu tarihimiz 100 yıllardır efsanelerle, mitolojilerle beslenir. Kaç medeniyetlere de konut sahipliği yapan bu toprakların kıssaları dünya sinemasında daima yer buluyor. Dört bin sene öncesinden Amazon bayanlarımız, Ayaz Ata’mız, Asenamız üzere kacı var lakin daha 50 sene evvel dünyaya sunulan kurgu karakterler Noel Baba, Wolverine’ler lisanımızda. Geleceğin tasarlandığı bu dijital dönemde bilim kurgu ve fantastik sinema ve yazın türüne sahip çıkıyor ve destekliyoruz.”